İNGİLİZCE-KURSLARI

Yine Erteleyeceğim!

ENGLISH COUNCIL

Gerçekten İngilizce Öğrenmeye İhtiyaç Var mı?

Erteleme, hepimizin sıkça gündeminde olan ve çözemediğimizde stres ve kaygı yaratan bir konu. Pek çoğumuz yoğun olduğumuz için yapacaklarımızı sürekli ertelemekten, harekete geçememekten, karar verememekten dolayı ertelemeye devam ediyoruz.

İngilizcedeki karşılığı ‘Procrastination’ olan ‘Erteleme, Ağırdan Alma Hastalığı’; kişinin yapması gereken şeyleri ötelemesi, yapmaktan kaçınması ya da sürekli olarak ertelemesi olarak tanımlanıyor.

Erteleme hastalığı temel sebepleri arasında şunlar yer alır:

  • Karar alma ve başlama ile ilgili yaşanılan iç çatışmalar
  • Öz disiplininizi sağlayamıyor olmak
  • Acıdan, sıkıntıdan kaçma ve hazza yönelme
  • Mükemmeliyetçilik
  • Zaman yönetimi yapamamak
  • Başaramama ve bitirememe korku ve kaygısını taşımak
  • Yapılması gerekenler ile ilgili bilgi eksikliği ve belirsizliklerin giderilememesi

Birinci Basamak; Gerçeklerle yüzleşin!
İkinci Basamak; Nedenlerinizi bulun!
Üçüncü Basamak; Çözümler yaratın!

Şimdi gelelim senin İngilizce eğitimini erteleme sebeplerine. Yukarıda gördüğün 3 maddeyle neden eğitimini ertelememen gerektiğinin üstünden geçeceğiz.

İş/Okul Yoğunluğundan Dolayı Ertelemek İstiyorum

Haftanın büyük bir çoğunluğunu ofiste ya da okulda geçiriyorsun. Bundan dolayı ekstra bir şey yapmaya vakit ayırmak sana zor geliyor. Fakat dil öğrenmenin bir hobiden ziyade artık bir zorunluluğa dönüştüğünün ve hayatının herhangi bir döneminde buna ihtiyaç duyacağının da farkındasın. Ama yine de doğru zamanı beklerken vakit kaybettiğinin, zamanın aleyhine işlediğinin bilincinde olmalısın. Çünkü her insan doğru zamanını kendi yaratır. Hayatının hiçbir döneminde daha az yoğun olduğun bir zamanın olmayacak. Okulun bittikten sonra kariyerine başlamak için birçok iş ilanına başvuracaksın. Global ve kurumsal bir yerde çalışmak için dilin ayırt edici olduğunu söylememize gerek yoktur herhalde.

Gelelim iş hayatında olanlara. Hepimiz daha iyi şartlarda ve standartlarda hayatımızı idame ettirmek istiyoruz. Bunun için hedeflediğimiz kariyere ulaşmak kişisel gelişimden geçiyor. Global firmalar, tüm ülkelerdeki çalışanlarının İngilizce konuşmasını istiyor. Uluslararası konferanslar ve toplantılarda İngilizce konuşuluyor. Büyük yerli firmalar için de uluslararası bağlantılar büyük önem taşıyor. Bu yüzden hayalindeki terfiyi almak, istediğin pozisyona ulaşmak için İngilizce öğrenmen gerekiyor. Mesleki yeterliliğin, diploman ve tecrüben tabii ki çok önemli. Ama ya aynı donanıma sahip İngilizce bilen ekip arkadaşın o beklediğin terfiyi aldığında.. Son pişmanlık neye yarar?

It’s not about having time. It’s about making time. If it matters, you will make time”

Unknown

Ekonomik Sebeplerden Dolayı Ertelemek İstiyorum.

Dil eğitimine bütçe ayırmak senin için 2. belki 3. planda çünkü öncelik verdiğin daha önemli harcamaların var. Mesela spora yazılacaksın çünkü çok kilo aldın. Alışverişe gideceksin çünkü %50’ye varan indirimler var. Arkadaşlarınla çıkacaksın çünkü eğlenmeye ihtiyacın var. Tatile yurtdışına gideceksin ve Euro artıyor. Evet bunlara bütçe ayırmak istiyorsun çünkü keyifli aktiviteler. Haklısın. Peki ya kişisel gelişimin? Peki beklediğin o terfi? Yurtdışında yaşama, eğitim alma hayalin? Şunu kabul edelim: Paran yok değil sadece önceliklerin farklı!

Sana bir ipucu verelim. Dil eğitimi veren kurslar sezonun bazı dönemlerinde fiyatlarında artışa gider. Bu demek oluyor ki 1 sene ertelediğin eğitimin bedeli sen kararını verene kadar defalarca değişecek. Bu yüzden erken kayıt kampanyalarından faydalanmak en avantajlısı. Ayrıca unutma ki her zaman bütçene uygun, aylık ödeme planları çıkartılır. Yeter ki sen ilk adımı at.

“An investment in knowledge pays the best interest.”

Benjamin Franklin

“ If you think education is expensive, try ignorance.”

 Derek Curtis

Sosyal Aktivitelerimin Önüne Geçmesini İstemiyorum

İşten/Okuldan geri kalan vaktini spora, evde dinlenmeye, arkadaşlarınla dışarı çıkmaya harcamak istiyorsun.  Eğitime başlamak istesen bile hafta içi gelemezsin çünkü 3 gün spora gidiyorsun, hafta sonu gelemezsin çünkü cumartesi arkadaşlarınla dışarı çıkıyorsun, Pazar günü arkadaşlarla brunch, alışveriş ve kapanış. Bu yüzden hiçbir grup eğitimi sana uymuyor ve özel eğitim çok maliyetli değil mi?

Şimdilik sosyal aktivitelerin önceliğin olabilir. Peki ama sana hayatının mutlaka bir döneminde bu eğitime başlaman gerekeceğini ve o zamanla şu an arasında hiçbir fark olmayacağını söylesek? Evet, işten ayrılmayı ya da okulu bırakmayı düşünmüyorsan hiçbir zaman bolca vaktin olmayacak.

Bu noktada en önemlisi fedakarlık yapmaya hazır olman. Keyif aldığın aktivitelere biraz ara verebilir ya da doğru programlamayla eğitiminle paralel olarak devam ettirebilirsin. Yine de öncelik sıralaman değişmediyse sana küçük bir tavsiye: No Pain No Gain!

“Education is the number one priority.”

Vincent Kartheiser

Öğrenemeyeceğimi Düşünüyorum, Dil Yeteneğim Yok.

Dil öğrenmeyi negatif etkileyen 2 unsur; geçmiş deneyimlerden edinilen kötü çıkarımlar ya da henüz denemeden varılan yapamam önyargısıdır.

Öncelikle okul hayatında dil öğrenimiyle ilgili yaşadığın kötü tecrübeleri bir kenara bırakmalısın. İlkokulda sadece Mr. and Mrs. Brown’u tanıyabildin, ortaokulda İngilizce derslerin boş geçtiği için beden dersine çıkarıldın. Lisede öğretmenini sevmediğin için İngilizce’den soğudun. Üniversitede bölümün İngilizce değildi vb. birçok şey başına gelmiş olabilir. Ama hiçbir şey için geç değil. Bu yüzden kendine kızmak ve özgüvensizliğe kapılmak yerine bir an önce harekete geçmelisin.

Yıllar önce aldığın salt gramere dayalı eğitim modeli çok geride kaldı. Eğitim teknikleri de İngilizce’nin yaygınlaşmasıyla birlikte evrildi. Bu noktada sana düşen sadece biraz araştırmayla doğru ve yenilikçi eğitim stratejisini benimsemiş, sana dil öğrenmeyi sevdirebilecek, İngilizce’yi bir ders ya da zorunluluk olarak görme fikrinden uzaklaştıracak ve seni önyargılarından kurtarabilecek bir kurs bulmak.

“Our greatest weakness lies in giving up. The most certain way to succeed is always to try just one more time.”

The capacity to learn is a gift; the ability to learn is a skill; the willingness to learns is a choice.”

Brian Herbert

Hemen Bilgi Alın!

Dilerseniz aşağıdaki bağlantıları kullanarak bize ulaşabilir, dilerseniz yandaki formu doldurarak bizim size ulaşmamızı talep edebilirsiniz.

BAKIRKÖY

0212 571 0101

KADIKÖY

0216 414 2121

Hemen Bilgi Alın!

3. Kişi ve kurumlarla paylaşılmamak kaydıyla, üyelik sözleşmesini kabul ediyor ve formda belirttiğim iletişim kanallarından bana ulaşılmasına izin veriyorum. Kurumunuzdan tarafıma yapılacak reklam, promosyon ve çeşitli kampanyalar dahil olmak üzere her türlü bilgilendirme amacıyla kullanılmasına muvafakat ettiğimi bildiririm.

BAKIRKÖY

KADIKÖY